Mağaradakiler
  • Travel
Author

Magaradakiler

Magaradakiler

Genel

Ağlamak İstiyorum Sayın Seyirciler

by Magaradakiler 11 Kasım 2010

Türkiye futbol hastalığına ne zaman ve nasıl tutuldu?

 1950′lerden başlayarak yığınlar halinde kentlere hücum eden kitlelere, sadece bir kaç on yıl önce savaşlar ve işgallerle harap olmuş kentlerin verebileceği fazla bir şey yoktu. Milyonlarca insan akın akın gelirken onları tiyatro seyircisi, kütüphane müdavimi, müze ziyaretçisi yapmak kolay değildi. Kent de onlara çamurlu sokak aralarında sigara dumanlarına boğulmuş kahvehaneler ve yırtık ayakkabıları ile top tekmeleyebilecekleri boş arazilerden başka bir şey vermedi. Önce yığıldıkları banliyö semtlerinden utangaç bakışlarla baktı yoksul yığınlar kentin meydanlarına, sahil yollarına, görkemli caddelerine. Sonra bu yığınlar sel oldu kentin kalbine aktı. Acılı yemekleri, yanık türküleri, geleneksel kültürleri ile seller gibi akan yığınlara direnemedi ve birer birer teslim oldular kentler.

Kentleri istila eden yığınlara bir de eğlence gerekirdi. İşte futbolun yıldızı böyle parlamaya başladı. Artık yırtık ayakkabı ile top tekmeleyenlerin sayısı gökteki yıldızları bile geçmişti. Eğlenceye aç insan yığınlarına sunulacak nimet olgunlaşmıştı.

 Önceleri mesafeli durdukları bu eğlencenin onlara ne kadar yoğun tatminler sağladığını keşfeden yığınlar hızla tribünleri doldurdu. Ve bu yığınlar, rakibe saygı duyan ve eşit bir mücadelenin keyfini çıkartmaya çalışanları kovdu hızla stadyumlardan. Yığınlar, simit, çekirdek ve su satıcıları ile beraber tribünleri doldurdukça, tahammül de azaldı başarısızlığa. Korolar halinde küfürler yağdırmaya başladılar arabesk şarkıları eşliğinde. Önce hakeme, sonra rakibe, sonra da kendi kulüplerinin futbolcularına, yöneticilerine, teknik direktörüne, herkese ve her şeye.

 Aralarından, kentleri istilaları sırasında uyanık davranarak zenginleşmeyi başarmış olanları, kulüp yöneticisi seçtiler. Seçilen yöneticiler de bu fırsatı kaçırmadılar. Kendilerini seçenlerin şiddetine ve edepsizliğine göz yumarak, hatta bu durumu hararetle teşvik ederek gitgide büyüyen bu endüstrinin rantını kullanmaya yöneldiler. Rant onlara servet ve iktidar sağladı.

 …

 Bir tür ecstasy işlevi gören bu tip sportif aşırılıkların sürekli bilinçaltına pompalanması, ancak kitlesel umutsuzluk dönemlerinde başarılı sonuç verir. Çünkü top kaleye girdiğinde milyonlarca insanın seyrettiği bir televizyon yayınında böğürmeye benzer sesler çıkartan bir anlatıcı ya da yorumcu, sağlıklı bir kitlesel ruh hali döneminde ancak küçümsenme ve alayla karşılanırken, kötümserlik dönemlerinde lider, ya da tetikleyici olarak algılanır. Çünkü kitleler en çok korkunun baskın olduğu kötümserlik ataklarında sürüye uyma eğilimindedir ve milyonlarca izleyici de, aynı beden diliyle bu duygusal patlamaya iştirak eder.

 Tuncer Şengöz

 www.sosyonomi.com sitesinden izinle alıntılanmıştır.

11 Kasım 2010 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Kitabiyat

Müslüman Allah’a Nasıl İnanmalıdır? – Halit Sevimli

by Magaradakiler 06 Ekim 2010

Günlük hayatta kullanıldığını işittiğimiz hangi kelime ve cümleler, itikadi açıdan büyük tehlike arz etmektedir? Birtakım kişilerce, tartışmalıymış gibi gösterilen bazı itikadi meselelerin doğrusu nedir? Ehl-i sünnet itikadına göre, Müslüman’ın imanı nasıl olmalıdır?

Bunlar ve benzeri pek çok konuda kapsamlı bilgi içeren eser, son derece sade bir üslupla ve her seviyeden okuyucunun anlayabileceği tarzda kaleme alınmış. Elimizdeki baskı, Enver Baytan ve Arif Coşkun Hoca Efendilerin sunumlarını haizdir.

Adı: Müslüman Allah’a Nasıl İnanmalıdır?

Yazarı: Halit Sevimli

Yayınevi: Şefkat-2010

Sayfa Sayısı: 368

06 Ekim 2010 3 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Kitabiyat

Küresel Bakmak Evrensel Düşünmek – Ervin Laszlo

by Magaradakiler 05 Ekim 2010

İnsanlığın, günümüzde ve gelecekte karşılaşabileceği girift sorunların ele alındığı eserde, sorunların göz ardı edilmesi halinde yaşanabilecek tarihsel ölçekte bir çatallanma ihtimali ve çözüm önerileri anlatılıyor. Yazarın kendisinden dinleyelim.

“…İçinde yaşadığımız sosyal, ekonomik siyasal ve ekolojik strüktürler (yapılar) bir kompleks sistem oluşturuyorlar ve biz de buna dahiliz. Bu yapılar kendilerini geliştiriyorlar. Er ya da geç bir çatallanma olacak. Dünyamız ani ve sürpriz bir evre değişimine boyun eğmek durumunda. İçinde yaşadığımız sistemler, istikrarlılık sınırının aşılması durumuna yaklaştıkça (tehlikeli yaşadığımız sürece), çatallanmalar daha belirgin biçimde algılanacak, daha sıkça görülecek ve daha dramatik olacak. 20. Yüzyılın sonunda işte tam bunu yapıyoruz.

Şu kesin olarak kabul edilebilir ki, önemli çatallanmalar daha bizim yaşamımız sırasında dünyamızı sarsacak. Yazı, duvarda duruyor ve parlıyor: Yalnızca, sırtını duvara çevirenler ya da başlarını kuma sokanlar onu okuyamazlar…”

Adı: Küresel Bakmak Evrensel Düşünmek

Yazarı: Ervin Laszlo

Çeviren: İbrahim S. Canbolat

Yayınevi: Nobel-2004

Sayfa Sayısı: 210

05 Ekim 2010 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Kitabiyat

Türk Aynştaynı – Emine Çaykara

by Magaradakiler 03 Ekim 2010

Emine Çaykara’nın Prof. Oktay Sinanoğlu ile yaptığı söyleşilerden oluşan Türk Aynştaynı kitabı; Oktay Sinanoğlu’nun biyografisi niteliğinde. Kitapta, bilim insanlarıyla ilişkilerinden, kurduğu teorilere, bir dönemin sözlü tarihinden, Türkiye’nin yaşadığı sorunlara kadar pek çok konu yer alıyor. Ülkemizde bilimin gelişmeme nedenleri de Sinanoğlu’nun yaşamından örneklerle açıklanıyor. Sürükleyici bir anlatımla yazılmış fevkalade bir kariyer öyküsü ve ülkemiz gerçekleri… Sinanoğlu şöyle diyor: “Halkın tarihine, diline, Osmanlı atalarımıza, inançlarına, binlerce yıllık Asya kökenli insani değerlerine, geleneklerine yabancılaştırması, hatta düşman ilan edilmesi, sonunda kafalar hazır hale gelince de ülkenin yağmalanması her gün hız kazanıyor.”

Adı: Türk Aynştaynı

Yazarı: Emine Çaykara

Yayınevi: Alfa-2008

Sayfa Sayısı: 580

03 Ekim 2010 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Kedi
Genel

Münir Derman Anlatıyor: Kedi

by Magaradakiler 19 Eylül 2010

Kedi: Nankör değildir.

Kedi: Hürriyetine çok düşkündür.

Kedi: Kulaklarıyla da görür, radarı vardır.

Kedi: Çok sabırlıdır.

Kedi: Abdest edeceği zaman yeri kazar, yapar örter.

Niçin? Sebep?

İnsan da dâhil hiçbir hayvan yoktur böyle hareket eden.

Kediye sordum:

-Sana insanlar nankör diyorlar ne dersin. Kedi geldi ayaklarıma başını sürdü.

-Nankör olmadığımı bilirsin… Öyle bilsinler daha iyidir. Ne olur. Sırrımı kimseye söyleme dedi.

Peki dedim. Sana bir sual daha soracağım. Buyur dedi.

– Sen bazen sahibinin eline parmağını tırnağını batırırsın dedim.

– Bende kabahat yok. Bunu bir bilseler tırnağımı eline batırdığım adam bile tövbe ederdi.

Sordum: Benim bir siyah kedim vardı, böyle yaptığını hiç görmedim.

– O adamını biliyordu efendim dedi… Peki dedim bir sual daha…

– Siz nereden düşerseniz hep ayaklarınız üzerine düşersiniz. Bu nedir?

– Efendim o da bizim cesedi sırrımız amma ben de bilmiyorum dedi.

Siz sebebini bilirsiniz… Bunda büyük bir sır gizlidir diye dedelerimizden kalma bir sözdür bu, dedi. Tekrar elimi yaladı, aman efendim sırrımı kimseye söyleme dedi. Çekildi, sıçrayarak dama çıktı.

-Güneş var, damda uyumak çok güzel dedi.

Kedi, ayaklarının üzerine düşer. Fizyolojik sebebini ilim bir türlü söyleyememiştir. Manevi sebebi çok büyüktür. Söyleyemem. Huzurun kaçar, keşke söylemeye idin diye sızlanırsın… Yalnız size bir şey söyleyeyim, kediye eziyet etmeyiniz. Kedi öldürenin sonu haraptır. Evlâtlarına bile intikal eder.

Kedilere iyilik eden onları besleyen insanlara gıpta ederim… Kedi edep ve sabır timsalidir.

Kediye Hakk’ın bir mahlûku olarak bakarsanız, onun nankör olmadığını anlar, çok şeyler öğrenirsiniz.

Kedi, aslan ve kaplan cinsinden bir hayvandır. İnsanlarla birlikte yaşarlar… Muhtelif cinsleri vardır. Yabani kediler de vardır. Kediler hürriyetlerine çok düşkün hayvanlardır. Bu düşkünlük kedileri nankör olarak tanıtmıştır. Hâlbuki nankör değildirler. Evinden günlerce uzağa bıraksan, tekrar evlerine dönerler. Bu hal nankör olmadıklarını ifade eder. Eski Roma İmparatorlarının heykelleri dibinde kedi vardır. Bu hürlük timsalidir.

Resulü Ekrem, “kedi kimi severse o imanlıdır!” buyurmuştur. Hakiki cins kedi öleceğine yakın sahibinin evini terk eder. Ölüsünü sahibine göstermez. Burada “hakiki cins kedi” bu ne demektir. Bunu hallet. Kedide “radar teşkilâtı” olduğu bu son senelerde keşfedilmiştir. Son müşahedelere göre kedide radar teşkilâtı vardır. Göz sinirlerinde işitme lifleri de vardır. Geniş bir sahadaki sesleri işittiği gibi aynı zamanda da görür. Göz bebekleri bu işitme olayını ayarlar. Hem kulaklarıyla da hem gözüyle de ses alır ve her ikisiyle de görür. Kavga eden kediler başka tarafa baktıkları halde, yekdiğerini arkaları dönük olduğu halde görürler. Ziya ve ses kompüterleri ile yani elektronik dalgaları alır ve tespit ederler. Diğer hayvanların kulak sinirlerinde görme sinirleri yoktur. Kedilerin göz sinirlerinde de işitme sinirleri bulunmuştur. Bu bakımdan kedi müstesna bir hayvan olarak bunda sebebi hikmet nedir. Bu hususta Almanca bir büyük kitap neşredilmiştir. 1975 de Können Katzen mit den Augen hören? Onda uzun tafsilat vardır.

Kedi soğukta çok üşür. Bir de diğer hayvanlarda olmayan bir yaratılış ve terbiye hassası vardır. Defi hacet edeceği zaman toprağı eşeler, yapar ve tekrar kapatır. Bunu da düşünmek lâzımdır. Toprağı gelip koklar, örter, sıçrar, bir iki adım sonra döner arkasına bakar ve gider. Ben sebebini söylemiyorum bu hareketin. Utanırsınız. “Kimseyi utandıracak hallerde, sözlerde bulunmayın” hadisi vardır. Hakiki kedi de yemek seçmez. Fakat eti sever. Kedide büyük sabır vardır. Hz. Rifâi; ben hakikate ermek için çok kapılara başvurdum. Nihayet bir kedinin bir delik önünde iki gün beklediğini gördüm. Nihayet avını yakaladı. Ben de sabırla hiç’lik kapısında bekledim ve hakikate erdim buyurdular.

Kedinin hürriyetine dokunduğunuz zaman isyan eder ve pençesini hemen saplar. Benim birçok kedilerim vardı zamanıyla. Onlarda birçok haller gördüm. Tarif edemem. Bana da birçok şeyler öğretmiş oldular. Aklıma geldikçe onları hatırlar hatta gözlerim bile dolar. Günlerce, Ölen kedilerim için ağladığım çoktur. İçlerinde hürriyetini bile feda edip sakin olanlar da vardı.

Kedide biraz hırsızlık vardır. Ama hiç hırsız olmayan da vardır. Aç durur, çalmaz. Bir Arap kedim vardı. Hastalandı. Boynuma sarıldı yaladı, gözleri yaşardı. Birdenbire fırladı gitti… Siyah kedi gördükçe hatırıma gelir. Gözlerim dolu dolu olur. Kediye eziyet etmeyiniz. Onu kollayınız, seviniz. O da sizi muhakkak sevecektir. Kedi kimi severse iman ondadır. Kedi öldürmek doğru değildir. Öldürene dünyada iken Hak bir belâ verir. Bütün ömrünce çeker bunu. Kendi sahibinin parmaklarına tırnaklarını batırırsa bunda bir hikmet olduğunu unutmayınız. Kedi daima dört ayağı üzerine düşer. Bu büyük bir şeyi ifade eder.

Münir Derman

Dr. Münir Derman’ın “Allah Dostu Der ki… Yazılmamış Sırların İlki, Yazılacak Sırların Sonu” isimli kitabından alıntılanmıştır.

Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir.

Münir Derman: Kanarya

Münir Derman: Buğday

19 Eylül 2010 2 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail
  • 1
  • …
  • 12
  • 13
  • 14

About Me

About Me

Writer & Reader

Neque porro quisquam est, qui dolorem ipsum quia dolor sit amet, consectetur, adipisci velit, sed.

Keep in touch

Facebook Twitter Instagram Pinterest Tumblr Youtube Bloglovin Snapchat

Newsletter

Subscribe my Newsletter for new blog posts, tips & new photos. Let's stay updated!

Recent Posts

  • Rachel Corrie

    16 Mart 2024
  • 2023 Kitap Fuarları

    25 Kasım 2022
  • 2022 Kitap Fuarları

    10 Ocak 2022
  • Covid-19 Pandemisi ve Sağlık Çalışanları Üzerindeki Etkileri: Sosyolojik Perspektif

    26 Mayıs 2021
  • 2021 Kitap Fuarları

    29 Ekim 2020

Categories

  • Edebiyat (6)
  • Ekonomi (6)
  • Featured (6)
  • Genel (23)
  • İş Dünyası (9)
  • İslâmi Bakış (11)
  • Kitabiyat (42)
  • Kitap Fuarı (6)
  • Kitap Fuarı Detay (7)
  • Life (2)
  • Moments (7)
  • Nature (5)
  • Sanat (1)
  • Stories (6)
  • Tarih (4)
  • Travel (5)

About me

banner
Soledad is the best selling Blog & Magazine WordPress Theme of this year on Themeforest.

Popular Posts

  • 1

    Writing New Life Chapter

    07 Haziran 2017
  • 2

    My Baby Cactus

    07 Haziran 2017
  • 3

    Green Corner in My Home

    07 Haziran 2017

Newsletter

Subscribe my Newsletter for new blog posts, tips & new photos. Let's stay updated!

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Pinterest
  • Tumblr
  • Youtube
  • Bloglovin
  • Snapchat

@2019 - All Right Reserved. Designed and Developed by PenciDesign


Back To Top
Mağaradakiler
  • Travel