Yoksulluk Üzerine


Yoksulluk nedir, yoksul kime denir?

Yoksulluk, paraya mala mülke sahip olmama hali. Ya da, yoksulluk, en alt seviyesi itibariyle, bir lokmaya ve bir hırkaya muhtaç olma hali olarak tarif edilebilir.

Bu durumda yoksul, en yalın şekilde, varsıl/zengin olmayan kişi olarak tarif edilecektir.

Yoksul, en temel ihtiyaçlarını, yaşadığı coğrafyaya, günün şartlarına ve ait olduğu sosyal çevrenin standartlarına göre kendi imkânlarıyla yeteri kadar temin edemeyen insan olarak da tanımlanabilecektir.

Bütün bu tanımlamaları içine alacak şekilde yoksul, beslenme, giyinme, barınma, sağlık, eğitim ve evlenme gibi en zarurî ihtiyaçlarını, günün şartlarına, yaşadığı coğrafyaya ve sahip olduğu sosyal konuma göre belirlenecek olan standartlara uyacak şekilde kendi imkânlarıyla karşılayamayan insan olarak tarif edilecektir.

Bu tariften anlaşılacağı gibi, yoksulluk, içinde bulunulan zamana, yaşanılan sosyal çevreye ve ait olunan coğrafyaya göre değişecektir. Bu nedenle, yoksulluğu, çoğu zaman yapıldığı gibi, belli bir parasal değere bağlamak doğru bir tanımlama olmayacaktır.[1]

Yoksulluğun tarifi, nedenleri ve sonuçları hakkında ciltler dolusu kitap yazılmış ve araştırma yapılmıştır bütün bunlar yer ve zamana göre doğru kabul edilebilir ancak tarih boyunca yoksulluk var olmuştur bundan sonrada var olacaktır. Devletler, hayır sahipleri ve sosyal kuruluşlar yoksulluğun giderilmesi veya azaltılması için sürekli çalışmaktadırlar. Ayrıca ilahi dinler de bu konuda hükümler koymuşlar ve insanları bu konuya yönlendirmişlerdir.

Sanayi devrimiyle birlikte üretimde makineleşmenin başlamışıyla işsizlik ve yoksulluk artan bir biçimde insanlığı meşgul etmeye başlamıştır. Bundan dolayı devletler de bu konuda politikalar oluşturmuşlar sosyal kurumlar kurmuşlar ve olanlara destek vererek yoksulluğu azaltmaya çalışmaktadırlar.

Başta da söylediğimiz gibi yoksulluğun nedenleri sonuçları ve azaltmanın yolları konusunda çok farklı şeyler söylenebilir biz bu yazımızda Türkiye’deki yoksulluk meselesine kısaca değineceğiz.

Burada kullanılan tablolar (Tuik) Türkiye istatistik kurumu’ na aittir.

Türkiye’de yoksulluk oranı % 17,11’dir

1- Yoksulluk sınırı yöntemlerine göre fert yoksulluk oranları tablosu incelendiğinde:

  • Türkiye’de yoksulluk oranı %17.1dir. Bu oran şehirlerde % 9.4 Kırsal alanda ise % 34.6 dır.
  • 2002 den 2005 e kadar yoksulluk oranı düşmekteyken 2006-2007-2008 yıllarında yoksulluk oranlarının aynı kaldığı gözlenmektedir.
  • Yoksulluk oranları kentlerde düşerken kırsal alanda 2002-2008 döneminde aynı kalmıştır.
  • İşsizlik 2002 den bugüne azalmadığına göre kentlerde nasıl oluyor da yoksulluk azalıyor, bunun ana nedeni kayıt dışı ekonomi dir.
  • Kırsal alandaki bu kadar çok yoksulluğun önemli sosyal sorunlar yaratmamasının devletin sosyal yardımları ile izah etmek pek mümkün değildir, buradaki en önemli unsur dini duygular ve Türk halkının geleneklerinden kaynaklanmakta oluşudur.

2- Hanehalkı fertlerinin işteki durumuna göre yoksulluk oranları tablosu incelendiğinde:

  • Kentlerde yoksulluk yevmiyeli işlerde çalışanlarla iş arayanlar arasında yoğunlaşmıştır.
  • Kırsal alanda ise işverenler ile maaşlı çalışan dışındaki herkesim de yoksulluk oranı oldukça yüksektir.
  • Bu durum insanların devlette iş bulabilmek için nasıl mücadele ettiklerinin de başlıca göstergesidir.

3- Henehalkı fertlerinin iktisadi faaliyetlerine göre yoksulluk oranları tablosu incelendiğinde:

  • Tarımdaki işsizlik hizmet sektöründen beş buçuk kat, sanayi sektöründen ise yaklaşık dört kat daha fazladır.
  • Tarımdaki yaklaşık %40 işsizliğin en temel iki sebebinden biri özellikle hayvancılığın neredeyse yok edilmesindendir.
  • Diğer önemli bir sebep ise gelecek kaygısı ve terör nedeniyle büyük şehirlere göçtür.

[1] Prof. Dr. Seyit Mehmet Şen http://www.sosyalhizmetuzmani.org/yoksullugunnedeni.htm

Selami Güngördü


Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.