Buğday Tarlasında başaklar teşekkül etmeye başladığı ve yeşil olduğu zaman döllenmesi olur. Erkek başaklardaki küçük tozlar rüzgâr tesiri ile tarlanın dalgalanması neticesi bu tozlar dişilere konarlar. Bu döllenme buğdayın olgun hâle gelmesini sağlar. Bu fasileden* arpa, yulaf da böyledir. Bunların daneleri erkek ve dişidir. Bazı mıntıkaların buğdaylarının ve ondan yapılan bulgurun ve nişastanın başka kıymette olması bundan dolayıdır.
Bundan dolayı kabuğu çıkmış buğdaydan, kara değirmende yapılan undan, diğer fennî usullerle yapılan unların besleme kıymeti çok değişir. Buğdayın bol olması, iyi olması, bu döllenmeye bağlıdır. Gübre meselesi değildir.
Bu devirde yağan yağmur bu döllenmeye tabi olur. Yağmurların vaktinde yağmaması veya başka zamanda yağması birçok sebeplere bağlıdır. Yağmur duası bu sebepten yapılır. Bu sebep mânevidir. Bunu bu asırda ifşa etmek doğru değildir. Zira gülünç ve alaylı karşılanır… Hıristiyanlar bile yağmur için dua ederler. Duanın kabulünde yağmur, yıldırım ve gök gürültüsü ile olur.
Yıldırımın, bitkilerin büyümesini temin ettiği fennen bulunmuştur. Yıldırım olmasa bitkiler büyümezler. Atmosferde bulunan azot, bitkilerin yaşaması için elzem olan hayatî bir maddedir. Atmosferin % 80’ini meydana getiren azot hareketsiz bir gaz olduğu için diğer elementlerle birleşmez. Bu yüzden bitkilere yararlı olmaz. Fakat yıldırım sırasında meydana gelen yüksek ısı, havadaki azot ile oksijenin birleşerek nitrojen oksit meydana getirmesini sağlar. Yağmur suyunda eriyen nitrojen oksit, nitrik asit hâline gelir. Nitrik asit ise topraktaki minerallerle birleşerek bitkiler için çok gerekli olan nitratları oluştururlar.
Yonca ekilen yerde 8-10 sene bu yonca biçilir. Çiçek açtığı zaman biçilir… Tohum alınmak istediği zaman, çiçek zamanında oralara yakın arı kovanlarından istifade edilir. Bu döllenmeyi arılar konarak tarlaya yayarlar. Yonca bakliye fasilesindendir.
Resûlü Ekrem buğday ekmeği yedikleri gibi arpa ekmeğine de çok kıymet verir sık sık yerlerdi. Sebebi hikmeti:
1- Sıhhi bakımdan,
2- Mânevî bakımdan
Arpanın üstünde bir kabuk vardır. (Zâten arpa iğ seklindedir, iki tarafı uzundur). Arpadaki yetişme tarzı, buğday gibi ayrı ayrı dişi ve erkeği yoktur. Daneleri dişi ve erkektir.
Bilir misiniz; herkes bunu bilir, zelzeleden hayvanlar haber alırlar, inekler, atlar, kümes hayvanları, kuşlar, yerlerinde bağrışıp tepinirler ve dışarı çıkarlar. Şimdi; Zelzelenin geleceğini anladıklarından mı? Hayır. Rahatsız olduklarından mı böyle yaparlar? Kendi kendine buna izah bul!
Bir buğday başağı 4 sütundur. Beher sütun dizide 9 buğday vardır. 4 sütun dizide 36 buğdaydır. Silsile-i adediyeye göre: 3 + 6 = 9 eder. Bu da esmâ üzeredir. Bütün meyvelerdeki çekirdekler, daneler, dilimler hepsi muayyen adet üzere halk edilmiştir.
Adet kâinatın
Tekâmül hayatın
Birlik ALLAH’ın kanunudur.
Her şey ölçülü hacimli sıkletli yaratılmıştır.
Değişmez.
Zira ALLAH’ın kanunudur…
Münir Derman
Dr. Münir Derman’ın “Allah Dostu Der ki… Yazılmamış Sırların İlki, Yazılacak Sırların Sonu” isimli kitabından alıntılanmıştır.
* Fasile : Familya, benzer grup.
Aşağıdaki yazılar da ilginizi çekebilir.