Mağaradakiler
  • Travel
Tag:

muhteşem süleyman

Tarih

Estergon Kalesi

by Mustafa Sevimli 17 Ocak 2012

Estergon Kalesi, Macaristan’ın başkenti Budapeşte’nin 45 – 50 km kuzeybatısında, Tuna nehrinin güney kıyısında yer alır.  XIII. yüzyıl başına tarihlenen kale, Macaristan tarihinde inşa edilmiş ilk önemli yapılardandır. 1241’deki Moğol istilasına kadar Macar Krallığı’nın idari ve dini merkezi olmuştur.

Kale, 1530’da Avusturya Kralı Ferdinand tarafından istila edildi. Macar Kralı János Szapolyai’nin 1540 yılında ölümünün ardından, Avusturyalılar ile Osmanlılar arasında Macaristan’ın yönetimi konusunda bir rekabet başladı. Daha önce Budin’i ve Peşte’yi fethetmiş olan Kanuni Sultan Süleyman, 1543 yılı Nisan ayı sonlarında ordusuyla Edirne’den yola çıktı ve üç aylık bir yolculuktan sonra 29 Temmuz’da Estergon Kalesi’ni kuşattı. On iki günlük bir kuşatmanın ardından 10 Ağustos 1543’te kale zapt edildi. Kalenin bulunduğu bölge bir sancakbeyliği haline getirilerek Budin Beylerbeyliğine bağlandı.

Kale, 4 Ağustos 1595’te Alman, Leh, Çek ve Venediklilerden oluşan büyük bir ordu tarafından kuşatıldı. Ağır koşullara rağmen kale kumandanı Kara Ali Bey, maiyetindeki askerleriyle kaleyi kahramanca savundu. Kendisinin şehit olması üzerine, O’nun yerine kumandayı, o sırada kalede bulunan Anadolu Beylerbeyi Lala Mehmed Paşa aldı. Ancak, kalede kıtlık ve susuzluk başladığı için yapılacak fazla bir şey yoktu. Toplam 28 gün süren kahramanca mücadele 2 Eylül 1595’te sona ermek zorunda kaldı.

Kuşatma sırasında kendisi de kalede bulunan Osmanlı tarihçisi İbrahim Peçevi, kalede yaşananları “Sarnıç etrafında hararetinin şiddetinden ıslak mermerleri yalayan ve bir damla su için can veren elsiz – ayaksız yaralıların inlemeleri yürekleri sızlatıyordu” cümlesiyle anlatır. Peçevi’nin canlı tanıklığıyla kâğıda dökülen savunma, ileride Estergon Kalesi Türküsü’nün de esin kaynağı olacaktır.

Aradan on yıl geçer. Lala Mehmed Paşa bu kez Sadrazamdır ve yine bizzat kendisinin komuta ettiği ordusuyla Kaleyi geri almak için Estergon önlerindedir. Osmanlı ordusu, bir aylık kuşatmadan sonra kaleyi 3 Ekim 1605 tarihinde tekrar ele geçirdi. Kale bu tarihten sonra 78 yıl daha Osmanlıların elinde kaldı.

Estergon Kalesinin elden çıkması ve orada verilen şehitler bütün milleti yürekten yaraladı. Bu şanlı savunma nesilden nesile anlatıldı, dilden dile söylendi Estergon Türküsünde ifade buldu…

Estergon Kalesi Türküsü*

Estergon Kalesi subaşı durak

Kemirir içimi bir sinsi firak

Gönül yâr peşinde yâr ondan ırak

Akma Tuna akma ben bir dertliyim

Yâr peşinde koşar kara bahtlıyım

Estergon Kalesi subaşı kaya

Kemirir gönlümü aşk denen belâ

Çektiğimi hoş gör gel etme cefa

Akma Tuna akma ben bir dertliyim

Yâr peşinde koşar kara bahtlıyım

Estergon Kalesi subaşı hisar

Baykuşlar çağrışır bülbüller susar

Kâfir bayrağını burcuna asar

Akma Tuna akma ben bir dertliyim

Yâr peşinde koşar kara bahtlıyım

Estergon kalesi şu başı kale

Göklere ser çekmiş burçları hele

Biz böyle kaleyi vermezdik ele

Akma Tuna akma ben bir dertliyim

Yâr peşinde koşar kara bahtlıyım.

*Kaynak: İsmail Tosun SARAL – Emre SARAL, Macarlar Ve Tuna Hakkında Yazılan Şiirler (1300 – 2000), Türk-Macar Dostluk Derneği Yay., Ankara, Nisan 2001, 2. Baskı.

Hazırlayan: Mustafa İ. Sevimli

17 Ocak 2012 1 comment
0 FacebookTwitterPinterestEmail
Kitabiyat

Muhteşem Şair Muhibbi – İskender Pala

by Magaradakiler 01 Eylül 2011

Şair mi daha kudretli, padişah mı?

Muhibbî mi daha muhteşem, Süleyman mı?

Süleyman ne vakit Kanuni oluyordu, ne vakit Muhibbî?

Yaşadığı asrın ve Osmanlı Devleti’nin son büyük padişahı olan Kanunî Sultan Süleyman; “Muhibbî” mahlâsıyla kaleme aldığı şiirleri ve bu şiirlerde gösterdiği şairlik kudreti bakımından da “muhteşem” bir şahsiyet olarak karşımıza çıkıyor. Kırk altı yıl süren saltanatı döneminin on yıldan fazlasını İstanbul’dan uzakta at sırtında seferlerle, zaferlerle, geçirmiş ve yine bir sefer esnasında vefat etmiştir. Bitmez tükenmez devlet işleriyle uğraşıp didinen “Muhteşem Süleyman”ın şiire de zaman ayırabilmesi, sayısız şiirler kaleme alması, divanlar düzenlemesi, dilden dile asırlarca dolaşacak mısralar yazabilmesi, onun bu alanda da “muhteşem” oluşunu ortaya koyuyor.

Adı: Muhteşem Şair Muhibbî

Yazarı: İskender Pala

Yayınevi: Kapı Yayınları-2011

Sayfa Sayısı: 227

01 Eylül 2011 0 comments
0 FacebookTwitterPinterestEmail

About Me

About Me

Writer & Reader

Neque porro quisquam est, qui dolorem ipsum quia dolor sit amet, consectetur, adipisci velit, sed.

Keep in touch

Facebook Twitter Instagram Pinterest Tumblr Youtube Bloglovin Snapchat

Newsletter

Subscribe my Newsletter for new blog posts, tips & new photos. Let's stay updated!

Recent Posts

  • Rachel Corrie

    16 Mart 2024
  • 2023 Kitap Fuarları

    25 Kasım 2022
  • 2022 Kitap Fuarları

    10 Ocak 2022
  • Covid-19 Pandemisi ve Sağlık Çalışanları Üzerindeki Etkileri: Sosyolojik Perspektif

    26 Mayıs 2021
  • 2021 Kitap Fuarları

    29 Ekim 2020

Categories

  • Edebiyat (6)
  • Ekonomi (6)
  • Featured (6)
  • Genel (23)
  • İş Dünyası (9)
  • İslâmi Bakış (11)
  • Kitabiyat (42)
  • Kitap Fuarı (6)
  • Kitap Fuarı Detay (7)
  • Life (2)
  • Moments (7)
  • Nature (5)
  • Sanat (1)
  • Stories (6)
  • Tarih (4)
  • Travel (5)

About me

banner
Soledad is the best selling Blog & Magazine WordPress Theme of this year on Themeforest.

Popular Posts

  • 1

    Writing New Life Chapter

    07 Haziran 2017
  • 2

    My Baby Cactus

    07 Haziran 2017
  • 3

    Green Corner in My Home

    07 Haziran 2017

Newsletter

Subscribe my Newsletter for new blog posts, tips & new photos. Let's stay updated!

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
  • Pinterest
  • Tumblr
  • Youtube
  • Bloglovin
  • Snapchat

@2019 - All Right Reserved. Designed and Developed by PenciDesign


Back To Top
Mağaradakiler
  • Travel