Charlie’nin Türk Melekleri İslâm’ı Sorguluyor!


Charlie Hebdon saldırısı yapılalı daha bir saat bile olmamış. Fransa hükümeti bile daha ne olduğunu çözememiş. Ama o sırada bizden gibi görünen bir yaratık, “Muhammed Efendi’nin intikamını aldık diyerek kaçmışlar” diyerek İslam dünyasını topyekûn töhmet altında bırakıyor.

Olay Türk televizyonlarında canlı olarak verileli henüz bir kaç dakika olmuşken bir başka ucube, İngilizce yazdığı twitte, “Türkiye’de bu katliam sevinçle karşılandı. Hatta şu anda kutlamalar başladı” diye yazarak Türkiye’yi hedef noktasına çekiyor.

Onların, gururlarından ve onurlarından geriye kalan son kırıntıyı vatan hainliği yolunda heba etmelerine söyleyecek sözüm yok! Bağlanmış azgın köpekler gibi bağırmalarını anlıyorum. Karanlığın hizmetkârlarından daha azını da beklemiyorum zaten…

Şurası çok net görülüyor ki Batı dünyası, elleriyle besleyip büyüttüğü terör canavarı kendisini vurunca yıllardır sergilediği piyesi bir kez daha sahnelemeye çalışıyor. Koca İslam dünyasını töhmet altında bırakarak Müslümanların bilinçaltına suçluluk duygusunu zerk etmeye çalışıyor.

Benim üzerinde durmak istediğim nokta burası…

Günlerdir olayı birer otorite edasıyla yorumlayanları izliyorum. Batının tam da görmek istediği fotoğrafın pozunu verdiklerinin farkına varmadan ısırıcı cümleler kurmaları beni çileden çıkarıyor.

Batının herhangi bir ülkesinde maytap patlasa, ortaya çıkıp yalvarırcasına, “Vallahi biz yapmadık. Yapanlar bizden değildir. İslam Dini şiddete karşıdır” diyenlerin sefil hallerini izledikçe nevrim dönüyor.

Bu derin aşağılık kompleksine ne ara kapıldınız? O pürüzlü sesinizle sarf ettiğiniz her cümlenin, karşınızdakinin eline birer mermi vermekten farksız olduğunu ne zaman anlayacaksınız?

Adamlar sistemi öyle bir kurmuş ki Türkiye’deki tüm televizyon kanalları olayı an be an canlı olarak veriyor. “Kıstırıldılar, sıkıştırıldılar, büzüştürüldüler. Yakalanmaları an meselesi” denilerek bir aksiyon filmi havasında dünyanın dikkatini çekmeyi başarıyorlar.

Benim ülkemde 30 bin insan bombalarla, kör kurşunlarla katledilirken, “Biri Bizi Gözetliyor”, “Gelinim olur musun?”, “Benimle evlenir misin?”, “Peki benimle fingirdeşir misin?” tarzı eğlence programlarından ödün vermeyen televizyon kanallarının olayı canlı olarak vermesindeki mesajı anlamayacak kadar ahmak mısınız?

Müslümanmış gibi cilalanan iki psikopatın cinayet işlemesinden ötürü İslam dünyası adına kekeleye kekeleye özür dileme salahiyetini size kim verdi?

Avrupada yaşayan ve ne acıdır ki benim yazdığım sitede yazarlık yapan hanımefendinin biri de, “İslam anlayışımızı sorgulamamız gerekiyor” diye buyurmuş!

Neymiş efendim?

Birilerinin, “Milyonlarca Müslüman ölürken kılı kıpırdamayan Avrupa, 12 kişi için bir araya geldi” diyenlerin anlayışı onu ürkütmüş! Birileri ölü ve vahşet karşılaştırması yapmış, diye İslam anlayışını sorgulamaya karar vermiş!

Nereyi anlatayım sana ben sevgili yazar?

Sokakları kırmızı nehir gibi akan, mazlumların ve savunmasızların uyumaya bile cesaret edemediği, korkmaya bile zaman bulamayanların, kendi ibadethanesine girmek için bile işgalci bir ülkenin askerinden izin almak zorunda kalan Filistin’i anlatayım mı?

Müslüman olmaktan başka suçları olmayan masumların toplu halde diri diri yakıldığı Arakan’ı bilir misin? Dünya, “Mangal partisi” yapılıyormuşçasına izlerken yanıp kavrulan oradaki Müslümanları mı anlatayım?

250 bin masum insanın katledildiği, on binlerce kadının tecavüze uğradığı Suriye’den yükselen ve arşa değer çığlıklar ve feryatlar olur mu peki?

Çin’de Müslümanlara uygulanan insanlık ötesi vahşetin detaylarını anlatayım istersen? Başı taşla ezilen 10 yaşındaki çocukların dağılmış kafalarını da anlatabilirim.

Mısır’da secde üzerinde kurşuna dizilen, zindanlara atılan batı imzalı darbenin kurbanlarını duymak ister misin? Yoksa yaşamın mucize sayıldığı, tecavüzün olağan karşılandığı Irak’ı mı?

Afganistan’a azıcık değineyim isterseniz?..

Bu ölenlerin yakınları topyekûn terörist olsaydı dünyanın herhangi bir köşesinde batıya huzur namına bir şey kalır mıydı?

Müslümanlar ellerinden devletleri alınmasına, zenginlikleri gasp edilmesine ve hayatlarına kast edilmesine rağmen dünyada sabırlarıyla ün yapmış bir topluluktur. O kadar can, o kadar kan vermişler. Yani müsaade et de “Ben Çarliyim” diyenler hakkında o kadar konuşsunlar olmaz mı?

“Müslüman coğrafyasında kan gövdeyi götürüyorsa kusura bakmayın ben o zaman Müslüman coğrafyasını sorgularım. Ben bir Türk değil de Avrupalı olarak dünyaya gelseydim, Müslüman coğrafyası kesinlikle beni ürkütürdü, korkuturdu…” diyebiliyorsunuz ya!

Sonuna kadar haklısınız!

Müslüman coğrafyasında yaşamak korkutucu ve ürkütücü! Bu ülkelerde her gün biraz daha artan bir dehşetin içinde canını, malını, namusunu ve ülkeni korumaya çalışmak hiç kolay değil vallahi! Korkmayın, titreyin!

Avrupa’daki medeniyetin gözünü seveyim!

Norveç’te 77 kişiyi bir kaç dakikada öldüren, iki haftada bir okul basıp öğrencileri kurşuna dizen, Almanya’da evini yaktıkları Türkleri ve Müslümanları katleden, Amerika’da zencileri bugün bile keyif için öldüren, hatta ve hatta Charlie Hebdon dergisinde o karikatürleri basan da bizim Kahtalı Mıçı’ydı zaten!

Bu nedenle “Ben Çarliyim” demenin gururu size, “Ben başları secdede öldürülenlerin kardeşiyim” demenin utancı bize kalsın!

Süleyman ÖZIŞIK

http://www.internethaber.com/charlienin-melekleri-17176y.htm?interstitial=true