Allâh’ın Sıfatları


Yüce Rabb’imizi sıfatlarıyla tanır ve biliriz. O’nun sıfatları ise iki kısma ayrılır:

Selbî (yaratılmışlarda olmayan ve bulunmayan) sıfatlar.

Sübûtî (zâtî ) sıfatlar.

ALLÂH’IN SELBÎ SIFATLARI

Rabb’imizin selbî sıfatları altı tâne olup şunlardır:

1- Vücûd: Allâh’ın varlığı, var olması.

2- Kıdem: Allâh’ın ezelî olması, varlığının başlangıcının olmaması.

3- Bekâ: Allâh’ın ebedî olması, varlığının sonunun olmaması.

4- Vahdâniyyet: Allâh’ın; zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde (yaratıcılığında) bir ve tek olması, aslâ bir eşi, benzeri ve ortağının bulunmaması.

5- Muhâlefetün Lil Havâdis: Allâh’ın yaratılmışlardan hiçbirine benzememesi, hatta akla gelen her şekil ve sûretten de münezzeh (yüce) olması.

6- Kıyâm Bi Nefsihî: Allâh’ın varlığının kendinden olması, herhangi bir şeye veya bir mekâna, (meselâ Arş’a) aslâ muhtaç olmaması.

ALLÂH’IN SUBÛTÎ (ZÂTÎ) SIFATLARI

Rabb’imizin sübûtî sıfatları da sekiz tâne olup şunlardır:

1- Hayât: Yüce Rabb’imizin diri olması.

2- İlim: Yüce Rabb’imizin her şeyi bilir olması.

3- Semi’: Yüce Rabb’imizin her şeyi işitir olması.

4- Basar: Yüce Rabb’imizin her şeyi görür olması.

5- İrâde: Yüce Rabb’imizin irâdesi (dilemesi) nin olması.

6- Kudret: Yüce Rabb’imizin kudretli ve her şeye gücü yeter olması.

7- Kelâm: Yüce Rabb’imizin tekellüm eder (konuşur) olması.

8- Tekvîn: Yüce Rabb’imizin yaratır olması.

Sübûtî sıfatlara “zâtî” sıfatlar da denir.

Çoğu kitaplarda Allâh’ın selbî sıfatlarına, “Zâtî sıfatlar” dendiği görülmektedir, ancak bu bir hatâdır. Konu hakkında bkz. (Büyük İslâm İlmihâli sayfa 22, Sualli-Cevaplı Dînî Bilgiler sayfa 51 ve İmâm-ı A’zam Ebu Hânife, Fıkh-ı Ekber.)

  • Her Müslüman’ın, Allâh’ın selbî ve sübûtî sıfatlarla muttasıf (vasıflı, nitelikli) olduğunu bilmesi farzdır.
  • Selbî ve sübûtî sıfatlara kemâl sıfatları, bunların zıtları olan sıfatlara da acizlik sıfatları (eksik ve noksan sıfatlar) denir.
  • Şüphesiz ki Yüce Rabb’imiz, kemâl sıfatlarla muttasıf; bunların zıtları olan âcizlik sıfatlarından da münezzehtir (arı ve yücedir).
  • Yüce Rabb’imizin sıfatlarını bilerek, O’na böyle inanıp îmân etmemiz gerekir.

Allâh’ın, Vücûd (varlık) Sıfatı:

Rabb’imiz olan Yüce Allâh mevcuddur (vardır), “Vücûd” sıfatıyla da vasıflıdır. Aklı olan hiç kimse O’nun varlığını inkâr edemez. Zerreden Arş’a varıncaya kadar bütün yaratılmışlar O’nun varlığına şâhittir.

Allâh’ın, Kıdem (ezelîlik) Sıfatı:

Rabb’imiz olan Yüce Allâh kadîmdir (ezelîdir) “Kıdem” sıfatıyla da muttasıftır. Her şeyin ve her varlığın bir başlangıcı vardır; ama Yüce Allâh’ın varlığının asla bir başlangıcı yoktur. O, başlangıcı olmayan tek ve yegâne varlıktır.

Allâh’ın, Bekâ (ebedîlik, sonsuzluk) Sıfatı:

Rabb’imiz olan Yüce Allâh, “Bekâ” sıfatıyla da vasıflıdır. Allâh; bâkîdir, ebedîdir, sonsuzdur. Yüce Allâh’ın varlığının başlangıcı olmadığı gibi sonu da yoktur.

Allâh’ın Vahdâniyyet (teklik, eşsizlik) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz “Vahdâniyyet” sıfatıyla da muttasıftır. Allâh birdir; Zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde (yaratıcılığında) tek ve benzersizdir. Aslâ bir eşi, ortağı, dengi ve benzeri yoktur.

Allâh’ın Muhâlefetün Lil Havâdis (yaratılmışlara benzememe) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz “Muhâlefetün Lil Havâdis” sıfatıyla da vasıflıdır. Zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde (yaratıcılığında) yaratılmışlardan hiçbirine benzemez.

Yüce Rabb’imiz, ne yerde, ne de gökte canlı veya cansız, somut veya soyut herhangi bir şeye benzemekten münezzeh (arı ve yüce) olduğu gibi, hatır ve hayâle gelebilecek her türlü şekil ve sûretten de münezzehtir. Bu yüzden büyükler,  (anlam olarak): “Ne gelirse gelsin aklına, Allâh aslâ benzemez ona!” demişlerdir.

Allâh’ın Kıyâm Bi Nefsihî (varlığının kendinden olması) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz “Kıyam Bi nefsihî” sıfatıyla da muttasıftır. Allâh’ın, “Kıyam Bi Nefsihî” sıfatı, O’nun varlığının bir başkasından değil kendinden olması demektir. Evet, Yüce Rabb’imizin varlığı kendindendir.

Şüphesiz ki biz her şeyimizle Allâh’a muhtacız, bütün varlıklar da O’na muhtaçtır. O ise ihtiyaçtan münezzehtir, hiçbir şeye, hiçbir varlığa ve hiçbir mekâna muhtaç değildir.

Unutulmamalıdır ki bir şeye muhtaç olmak, âcizlik ve zayıflık göstergesidir. Allâh ise bu gibi noksan  sıfatlardan yüce ve uzaktır. Şüphesiz ki O hiçbir şeye ama hiçbir şeye muhtaç değildir.

Rabb’imizin bu sıfatına, “Kıyâm Bi Zâtihî” sıfatı da denir.

Allâh’ın Hayât (dirilik) Sıfatı:

Rabb’imiz olan ve bizlere hayat veren Yüce Allâh, “Hayât” sıfatı ile de muttasıftır. Şüphesiz ki O,  حَيّ  (Hayy)’dır, diridir, aslâ ölmez ancak diğer diriler gibi değildir. Çünkü O’nun Hayât’ı hem ezelî hem de ebedîdir. O’nun için ölüm söz konusu değildir. O’nun Hayât’ı; bizim hayâtımız gibi rûh ve beden ile de değildir.

Allâh’ın İlim (bilme) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz ilim sıfatıyla da vasıflıdır. Rabb’imizin bilmesi mahlûkatın bilmesi gibi değildir. Bizim ilmimiz sınırlı, O’nun ilmi ise sınırsızdır.

O, her şeyi bilir. Ne yerlerde ne de göklerde, O’nun bilmediği ve O’na gizli kalan hiçbir şey yoktur.

Yüce Rabb’imiz; gönlümüzden geçenleri, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı da bilir. Bu yüzden mü’minleri (inananları) Cennetle mükâfatlandıracak, inkârcıları da Cehennem ile cezâlandıracaktır.

Allâh’ın Semi’ (işitme) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz, Semi’ (işitme) sıfatıyla da muttasıftır. Bizim duymamız; işitme uzvuna bağlıdır. Yüce Rabb’imizin duyup işitmesi ise, herhangi bir uzva bağlı değildir. Şüphesiz ki Allâh herhangi bir âzâya (organa) muhtaç olmaktan münezzehtir.

Yüce Rabb’imiz her şeyden ve her yerden gelen sesleri duyar, işitir. O’nun duymadığı bir ses düşünülemez.

Yüce Rabb’imizin, bizim ses ve sözlerimizi de işittiğine göre, dilimizi O’nun râzı olmayacağı sözlerden korumamız gerekir.

Allâh’ın Basar (görme) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz, Basar sıfatıyla da vasıflıdır.

Bizim görmemiz, görme uzvuna bağlıdır. Yüce Rabb’imizin görmesi ise âzâya bağlı değildir şüphesiz ki Allâh, herhangi bir uzva muhtaç olmaktan münezzehtir.

Yüce Rabb’imiz, yerlerde, göklerde ve karanlık gecelerde neler var ve neler yapılıyorsa, hepsini görür. O’nun görmediği bir şey düşünülemez.

Yüce Rabb’imiz bizi de gördüğüne göre, O’nun râzı olduğu şeyleri yapmaya çalışmalı, gazab ettiği (râzı olmadığı) şeyleri yapmaktan da kaçınmalıyız. Çünkü O, sevdiği şeyleri yapanları lütfuyla mükâfatlandıracaktır.

Allâh’ın İrâde (dileme) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz, İrâde (dileme) sıfatıyla da muttasıftır, yâni niteliklidir.

Kâinatta, şu varlık âleminde neler oluyor ve ne gibi hâdiseler (olaylar) meydana geliyorsa, neler yaşıyor ve nelerle karşılaşıyorsak, iyi veya kötü olsun başımıza neler geliyorsa, bunların tamâmı Yüce Allâh’ın irâdesiyle vâr olur, meydana gelir.

Şüphesiz ki Allâh ne dilerse, o olur. Hiçbir kuvvet, O’nun irâdesine karşı koyamaz; irâde buyurduğu şey, ânında vâr olur. O’nun irâdesi olmadıkça hiçbir şey vâr olmaz.

Allâh’ın Kudret (kuvvet) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz, Kudret (kuvvet) sıfatıyla da vasıflıdır. O’nun kudret ve kuvveti bizim gibi sınırlı değil, aksine kelimenin tam mânâsıyla sınırsızdır. O’nun kudret ve kuvvetinin yetmediği hiçbir şey yoktur, ne dilerse yapmaya kâdirdir, aslâ kimse mâni olamaz. O dilerse, yüz binlerce âlem vâr eder ve dilerse  yok eder.

Allâh’ın Kelâm (konuşma) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz Kelâm (konuşma) sıfatıyla da muttasıftır (niteliklidir).

Ancak iyi bilmemiz gerekir ki Yüce Rabb’imizin kelâmı bizim konuşmamıza benzemez. Çünkü bizler,  harfler ve sesle konuşuruz. Rabb’imiz ise; harfler ve ses olmaksızın konuşur.

Allâh’ın Tekvin (yaratma, oldurma) Sıfatı:

Yüce Rabb’imiz, Tekvin (yaratma) sıfatıyla da vasıflıdır.

Görünen ve görünmeyen, canlı cansız, latîf kesîf bütün varlıklar, Allâh’ın tekvin sıfatıyla vâr olur. Vâr olacak bir şey, bu sıfatla vâr olur; yok olacak bir şey de yine bu sıfatla yok olur.

Peygamberlerin mûcizeleri, velîlerin kerâmetleri de yine bu sıfatla meydana gelir.

Yüce Rabb’imizin selbî ve sübûtî sıfatları, O’nun zâtı gibi kadîmdir, ezelî ve ebedîdir. Rabb’imiz bu sıfatlarla bilinir. O’nun bu sıfatlarını bilen, O’nu bilmiş ve tanımış olur. O’nun bu sıfatlarını bilmeyen ise, O’nu tanımamış demektir. O’nu tanımayanın ise, ibâdeti kesinlikle sahîh (geçerli) olmaz.

Hazırlayan: Halit Sevimli