İlk basımı 1951 olan ve klasik eserler arasında yerini almış olan Fahrenheit 451 bir bilim kurgu romanı olmakla beraber, hikâye baskıcı bir gelecek evreninde geçtiği için distopik eser kategorisinde yer alır ve distopya edebiyatının temel eserleri arasında sayılabilir.
Fahrenheit 451, kitapların itfayeciler tarafından yakıldığı, insanların sadece televizyonda beyin yıkayıcı şovlar izlediği ve kitap bulunduran, okuyan ve düşünen insanların yok edildiği bir gelecekte geçmektedir. Kitap “Fahrenheit 451” adını, kağıdın 451 Fahrenheit derecede tutuşması gerçeğinden almaktadır.
Romanın baş kahramanı Guy Montag bir itfaiyeciydi. Televizyonun hüküm sürdüğü bu dünyada itfaiyecilerin görevi yangın söndürmek yerine yasadışı olan her şeyi yakmaktı. Montag’ın işi ise yasadışı olanların içinde en tehlikelisi olan kitapları yakmaktı.
Guy Montag yaptığı işi hiçbir zaman sorgulamamıştı ve tüm gününü televizyonla kaplı odalarda geçiren eşi Mildred’la beraber yaşıyordu. Ancak yeni komşusu Clarisse’le tanışmasıyla tüm hayatı değişti. Kitapların değerini kavramaya başlayan Montag artık tüm bildiklerini sorgulayacaktı.
İnsanların uğruna canlarını feda etmeyi göze aldığı bu kitapların içinde ne vardı? Gerçeklerin farkına vardıktan sonra bu karanlık toplumda artık yaşanabilir miydi?
Yazarı: Ray Bradbury
Çeviren: Dost Körpe
Yayınevi: İthaki Yayınları-2018
Sayfa Sayısı: 208
1 comment
Fahrenheit 451 okuyunca hayata bakışınızı değiştirebilecek bir kitap. Sinemaya da uyarlanmış ancak filmde bariz bir yorum ve kurgu farklılığı var. Bu film Türkiye’de “Değişen Dünyanın İnsanları” adıyla gösterime girmişti.